Aşırı yemenin beş ana nedeni Ruslara açıklandı

“Yemek Denilen Hapishane” kitabının yazarı psikolog Marina Sklyarova, aşırı yemeye karşı mücadelenin mutfakta değil kafada başladığını söylüyor. Lenta.ru ile yapılan bir görüşmede uzman, aşırı yemenin beş temel psikolojik nedenini sıraladı; bu, artan iştahın gerçekte ne hakkında “çığlık attığını” anlamanıza yardımcı olacak.

“Özellikle büyük miktarlarda yemek, sakinleştirici, bilinci köreltici bir etki yapar. Bir bebeğin korktuğunda veya yalnız kaldığında ağzına memeyi, emziği veya parmağını çekmesi boşuna değildir, çünkü duygularını kelimelerle nasıl ifade edeceğini henüz bilmiyor. Bir bebeğin emziği gibi yemeği bir kez daha ağzınıza sürüklüyor, ne hakkında sessiz olduğunuzu, neyi kendinize bile itiraf etmediğinizi anlamaya çalışıyorsunuz? Duygular isimlendirilinceye kadar yiyecekler onları boğmaya devam edecek.” Sklyarova’yı tavsiye etti.

Psikolog ayrıca, bir kişinin, kendi görüşüne göre hayatın vermediği yiyecekleri telafi etmeye çalışabileceğini veya kişisel orantı duygusu eksikliği nedeniyle aşırı yemek yiyebileceğini söyledi.

“Çoğu zaman yemek, başarıya ulaşan kişinin yaşam tarzının bir yansıması haline geliyor: ihtiyaç duyulan bir süreç değil, yalnızca bir sonuç; duraklama yok, tat yok, “anda olma” arzusu yok. Bir kişi nasıl yaşıyorsa öyle yiyor: hızlı, yüzeysel, kendisiyle temas etmeden ve bunun sonucunda sıklıkla aşırı yemek yiyor” diye ekledi.

Sklyarova, şunu anlamanın önemli olduğunu belirtti: içerideki boşluğu “yakalamak” imkansızdır.

Psikolog, “Zevklerin azaldığı ve günlerin monotonlaştığı zamanlarda, genellikle neşe kaynağını yemekte ararız. Bu, en azından tabağınızda eksik olanı almak istediğiniz “taze” bir yaşamın telafisidir” diye paylaştı.

Share to friends
Rating
( No ratings yet )
Hayatınızı Kolaylaştıracak Pratik İpuçları