Bu, klinik beslenme uzmanı ve beslenme araştırmacısı Raede Basiri’nin ulaştığı sonuçtur. Çalışma Frontiers in Nutrition dergisinde yayınlandı.
CDC, yetişkinlerin gece başına en az yedi saat uykuya ihtiyaç duymasını önermektedir. Ancak uzmanlar, 50 ila 70 milyon arasında Amerikalının uykusuzluk veya apne gibi uyku bozukluklarından muzdarip olduğunu tahmin ediyor. Yeni araştırmalar metabolik sağlığın bu bozukluklarda önemli bir rol oynayabileceğini öne sürüyor.
Veri analizi, diyabetli kişilerin normal glikoz düzeyine sahip kişilere göre önemli ölçüde daha sık uyku sorunu yaşadığını gösterdi. Uykuya dalmada zorluk, uyku süresinin bozulması ve uyku bozuklukları tanısı koyma olasılıkları daha yüksektir. Prediyabetli kişilerde de benzer eğilimler görüldü ancak bu eğilimler daha az belirgindi.
Beklenmeyen bir başka sonuç da, diyabetli hastalarda diyet ve kan şekeri düzeylerinin sıkı kontrolünün sıklıkla daha kötü uykuyla birlikte olmasıydı. Bu, yalnızca glikoz seviyelerinin değil, aynı zamanda diyette hangi yiyeceklerin baskın olduğunun da önemli olduğunu gösterir.
Araştırmacılar, düşük proteinli diyetlerin, özellikle de yüksek yağ alımıyla birleştirildiğinde uyku üzerinde en kötü etkiye sahip olduğunu buldu. Bu beslenme kalıpları, diyabetin varlığına bakılmaksızın kötü uyku kalitesiyle ilişkilendirildi. Aynı zamanda, düşük karbonhidratlı, yüksek yağlı diyetler, hem diyabetli kişilerde hem de kan şekeri düzeyleri normal sınırlar içinde kalan kişilerde çok az uyku alma olasılığının azalmasıyla ilişkilendirildi.
Çalışmanın yazarları, uykuyu iyileştirmeye yönelik öneriler geliştirirken, yalnızca günlük rutini ve uyku bozukluklarının tedavisini değil, aynı zamanda karbonhidrat metabolizmasının durumunu ve beslenme yapısını da dikkate almanın önemli olduğunu belirtiyor. Araştırmacılara göre beslenmeye bireysel yaklaşım, uyku kalitesini ve genel sağlığı iyileştirmenin araçlarından biri olabilir.

